Ansızın gelmişiz bu hayata
Anlamadan bilmeden yaşıyoruz
Bir varmışız bir yokmuşuz
Nisan yağmuru misali öylesine zamansız
Koca şehir hazırlıksız yakalıyor bizi
Dize dize yağıyor üstümüze
Ama hiçbirimiz bilmiyoruz kelimeleri dizmeyi
Nisan yağmuru misali öylesine belirsiz
Geçiyor zaman değişiyor takvimler
Uzak şehir hala ayın on dördü
Geceye yağan bir çocuk saflığında
Nisan yağmuru misali öylesine kavgasız
Bugün nereye koyacağımı bilemiyorum seni
Sen mısralarımın şahı
Mavi “…”
Azade mısram
Bak kaldırdım seni tutsak eden bütün işaretleri
Bir çırpıda yaşayıversinler
Gözlerinin dolduğunu duyar gibiyim
Biliyorum görünce bir yaşına daha girdin
Dedim ya ben de nisan yağmuruyum öylesine nüktedan
Hatırla severim kelimelerle oynamayı
Velhasıl
Mavi
Söyle kıyıya vuran dalgalarına
Haddi aşmadan gitmeli buralardan
Nisan yağmuru misali
Bir mısra daha yazsam sana bitecekmişim gibi
Son bir söz: Şiirler hayat gibidir. Doğarlar, büyürler, yaşlanırlar fakat ölmezler!.. Bazen ayak uydurur hayata; virgüller, noktalar, soru işaretleri, ünlemler! Bazen işaretlerdir-engelleme işaretleri- değer katan. Bazen de kaldırmak gerekir engelleri, akışına bırakmak şiiri…
Bırakın şiir ayak uydursun size, siz koyun engelleme(noktalama) işaretlerini, siz katın anlamı şiire!
Her hamlenizde farklı anlamlar çıksın, hissettiğiniz gibi okuyun…