Beş. Bildiğiniz beş.
Ömrünün ilk çeyrek yüzyıllık zamanını taşrada cehalet içerisinde geçiren birey, taşradan sıyrıldığında modern ve bilgi çağını yakalamış toplumun önüne çıktığında denize düşen bir insana benzemektedir. Burada yapması gereken ya çırpınacak ve yüzmeyi öğrenecek ya da kendini bırakarak kurtarılmayı bekleyecek. Kurtarıldıktan sonra da bir daha denize girmeyecek.
Burada ikinciyi tercih etmiş bireyler metropollerde, büyük şehirlerde mutluluğu pek kolay yakalayabilmektedir. Onları mutlu etmeye yetecek telefonlar, arabalar, pahalı sigaralar olacaktır. Sistem ise bunları elde etmeyi kolaylaştıracak birçok şey geliştirecektir. Krediler, kredi kartları, taksitler… Ha bir de çalışmadan para kazanmayı sağlayacak şans oyunları. Resmi kumarhaneler olan şans oyunu bayileri. Bunlar insanlara umut aşılayan ve ikinci tür insanları memnun edecek yerlerdir. Şüphesiz, bu insanlar bu oyunların onlara bir şey kazandırmayacağını anlayamayacaktır. Bu oyunlarda başarı sağlasa dahi burjuva olmadığından parayı yönetemeyecek ve elindekini çok kısa bir sürede kaybedecektir.
Birinci seçeneği tercih edenler ise topluma uyum sağlamak adına okumalar, izlemeler, çıkarımlar yapmak zorundadır zira yaşıtları bunları takribi 10 senedir yapıyordur ve birey toplumun oldukça gerisindedir. Bunu fark etmesi biraz zamanını alacak fark etmesiyle okumalarını hızlandıracak lakin çağını yakalaması ancak çocuğuna verdiği eğitimle mümkün olacaktır. Kendisinin yakalaması mümkün değildir. Bu birey eğer mücadeleyi sürdürmeyi devam ederse kazancı bu olur, etmezse ya ikinci bireye evirilecek ya da içinde bulunduğu dünyadan nefret edecek din, ahlak, toplum, devlet, bayrak gibi çoğu yapının karmaşasını reddederek intihara meyilli olacaktır.
Sen taşradan çıkan birey, önündeki yollar apaçık. Tercihin nedir?