Mutlu bir son, bir yuva, bir vuslatla bitecek masaldık,
Karlı bir gece yarısı söndü ocak, biz de bir yas aldık.
Çığırdı analar, bacılar ve dul kadınlar,
Çünkü bu acıyı yalnız onlar anlarlar.
Göğsümü titreten heyecan, tatlı bir telaştın,
Yine bir mayıs cıvıltısında usulca uzaklaştın.
Geçti bulanık bir yıl ve unutulası çeyrek asır,
Kaldı kırık hayaller ve bir sandık dolusu kahır.
Soldu çiçekler, soyundu ağaçlar, tükendi koca ekim,
Kırıştı yüzüm, dağlandı özüm ben de soldum nitekim.
Yelkovan dimdik, akrebin altında büzülmüş bir üç,
Sensiz uyanmak da uyumak da oldukça güç.
Ne zaman türkçülüğüm tutsa gökte kavuşuverir ay ve yıldız,
Sönen yıldızlar bile acır bana, ah ne yalnız.
Geçti bulanık bir yıl ve unutulası çeyrek asır,
İkimiz de kaldık aynı yorgun anılara esir.
Adın artık andıkça hatırlanan derin bir nasır,
Ne merhem, ne kasatura gayrı etmez bu nasra tesir.