Şiir

DÜŞ’ÜN

yüksek-yayla-dağ-evi-ahşap

Kaçmak,

kaçmak bu şehirden

Yaylalara,dağlara, köylere

Gel, alalım azıcık azığımızı.

Ne olsa yeter bize.

Kulak kadar bazlama

İki yarım domates

Serelim çıkımızı;

Seher, seher ,seher..

 

İşte mesela.

Seninle bir küçük hayal.

Yeşil taş başında kekik kokuları.

Hem ılık, hem serin bir rüzgâr.

Uzaklar, uzaklar, uzaklar..

İlk defa bunca uzağı

hayal ediyorum evet

Belki bunda

Senin de payın var.

Yağmurlar, bir de yağmurlar.

Yağmurlar aldı buraları, deniz kadar

Denize alışılır belki

Ama bu şehir git gide

Daha karanlık

Daha köhne

Daha izbe.

Karanlıklar ele geçiriyor köşe başlarını

Siliniyor tek tek bütün güzel anılar

Acılara bırakarak bu yerleri.

 

İşte siliniyor gözümde birer birer

Bir zamanların cumhurbaşkenti,

Yenik düşüyor sahte şahlara

Saltanatlar almış başını gidiyor

Bende bir terk etme duygusu.

Öyle ki,

Yeni bir ben

Yeni bir aile,

Yeni bir ev,

Yeni bir köy,

Kurmak baştan.

Her şeyi baştan kurmak.

Biz Türkler değil mi ki

Tüten tek bir ocaktan

çoğalır büyürüz yeniden.

Daha taze, daha güçlü, daha inan

Biz Türkler,

Tek bir ocaktan.

Bende şimdi bunun bir düşü var!

Her şeyi bırakıp gitme isteği

Ve – seninle-

Yepyeni sayfalar.


 

Previous ArticleNext Article