Kaçmak,
kaçmak bu şehirden
Yaylalara,dağlara, köylere
Gel, alalım azıcık azığımızı.
Ne olsa yeter bize.
Kulak kadar bazlama
İki yarım domates
Serelim çıkımızı;
Seher, seher ,seher..
İşte mesela.
Seninle bir küçük hayal.
Yeşil taş başında kekik kokuları.
Hem ılık, hem serin bir rüzgâr.
Uzaklar, uzaklar, uzaklar..
İlk defa bunca uzağı
hayal ediyorum evet
Belki bunda
Senin de payın var.
Yağmurlar, bir de yağmurlar.
Yağmurlar aldı buraları, deniz kadar
Denize alışılır belki
Ama bu şehir git gide
Daha karanlık
Daha köhne
Daha izbe.
Karanlıklar ele geçiriyor köşe başlarını
Siliniyor tek tek bütün güzel anılar
Acılara bırakarak bu yerleri.
İşte siliniyor gözümde birer birer
Bir zamanların cumhurbaşkenti,
Yenik düşüyor sahte şahlara
Saltanatlar almış başını gidiyor
Bende bir terk etme duygusu.
Öyle ki,
Yeni bir ben
Yeni bir aile,
Yeni bir ev,
Yeni bir köy,
Kurmak baştan.
Her şeyi baştan kurmak.
Biz Türkler değil mi ki
Tüten tek bir ocaktan
çoğalır büyürüz yeniden.
Daha taze, daha güçlü, daha inan
Biz Türkler,
Tek bir ocaktan.
Bende şimdi bunun bir düşü var!
Her şeyi bırakıp gitme isteği
Ve – seninle-
Yepyeni sayfalar.