Otobüsler niçin vardır
Bir yerden bir yere şiir yazmak için mi?
Boşuna mı buğulanır camları usulca.
Ufak birkaç şiir yazılabilsin diyedir aslında
Otobüsler yüreğini dinlemek içindir.
Bakar durursun geçtiğin zamanlara
Kaç durakta kaç gülümseyiş olduğunu saymaya çalışırsın
Bir, iki,
Hızlıca akıp giden sokaklara bakarsın
Ayrılıkların hesabını tutmaya çalışırsın.
Bazen ise bir durak olur yüreğin
Ve yolun başında görününce sen
Hızlıdan çarpmaya başlar.
Elimi kaldırırım,
Duraklar durmak içindir
Bir merhabadır
Bekleyen yalnızlıkları alıp götürmektir
Oysa sen durmuyorsun.
Yavaşlıyorsun,
Bir selam veriyorum…
Almıyorsun!
Geç kalmaktan korkuyorum,
Bir yere,
Bir zaman aralığında.
Bir daha ne zaman geçersin buradan?
Geç kalacağım.
Geç kalacağım.
Aslında,
Bundan sonra hangi sen gelsen geç kalırım biraz.
Peki gökyüzü niçin vardır?
Otobüs yarım kalsın şimdilik.
Zaten yarım kalan bir şiir gibi değil midir hayat?
Gökyüzü niçin vardır?
Bulutları seyretmek için midir?
Peki geceleri,
Yıldızlar için midir?
Belki de dolunay içindir.
İki yalnızlığın aynı anda bakması ile kalabalıklaşır mı gökyüzü?
İki yalnızlığın
İki ayrı yerde
Aynı yıldıza bakması sevindirebilir mi kemikten yalnızlıkları
Gökyüzüdür.
Bilinmedik kuşların ötüşü ile doludur.
Hem şehirlere benzemez
Sevmez yeryüzünü
Yalnızlığı yalanı
Baksanıza ne kadar da uzak
Bize
Yeryüzüne.
Yeryüzündeki gülümsemelere benzermiş gök.
Bir de gökyüzü ikimiz içinmiş
Bunu daha önce söyledim mi bilmiyorum.
Yalnızken aynı göğe bakarsa gözlerimiz
Kalabalık oluruz
“Herkes uyur bir biz kalırız”
Şiirler asarım gökyüzüne uzaklardan
Gülümseyişini asarsın yıldızlara
Her gece seyrederim
Gök işte senin için vardır
Otobüslere ve duraklara dönecek olursak
Şimdi hatırladım.
Senin
İçin
Vardır.