Alaca karanlığın içine hapsolmuş bedenlerimiz
Ne olduğumuz da ne olacağımız da geceye gizlenmiş,
Varlığımızı kabul ettiğimiz her anda yokluğumuza açılan yara izleri,
Anımsadığımız çocukluk gülümsemelerimizle kayboldu ruhumuza değen uçurtmalarımız,
Martılara renkli simitler atarak gökkuşağını kıskandırmaya çalışanların laneti doldurmuş gelecek günleri.
Arada kalmışların kocaman gürültüsü radyoda,
Sesini açtığımız umutların kulak tırmalayan tınısına direnen bir hüzün dolu,
Sahi neresinden tutmalı sevdanın varlığından habersizken yürekler,
Henüz tutmamışken aranan ellerden, olmayana özlem sonsuz bir pişmanlıktan ötesi de değilken üstelik,
Kolay mı doğacak güne şiirler yazmak daha yazmadan kaybolan şiirlerin ahı üzerime kalmışken?