14. On dört. Bildiğimiz on dört. -I- İkindi namazına müteakiben toplasa da tezgahını bugün toplamamıştı. Çocukların eve girme saatini geçeli …

14. On dört. Bildiğimiz on dört. -I- İkindi namazına müteakiben toplasa da tezgahını bugün toplamamıştı. Çocukların eve girme saatini geçeli …
Daha fenası olamaz diye düşünüyordu. Bütün kötü sonlar hususi onun için yazılmış sadece yazılmakla da kalmamış, hepsi aynı anda oynanmış …
Hayy’dan gelen bilmez miDenizler de yanar koca şehirKulak ver daldığın seslereBir de su ver sessiz harflerimeŞiir demlerim sanaİçimde sohbet koyu“Mavi”KoyuHû’ya …
Uyku sarılarak mümkündü ancak, Gece çöktüğünde şehre, tozlu bir kitaba dokundum Eskimiş yaprakların arasından bir kaç cümle seçtim Uykuna yazılacak …
Dört ya da beş yaşındaydım sanırım, çünkü henüz okula gitmiyordum. Ellerimde ablamın kalemleri, boyaları; etrafı boyamakla meşguldüm. Boyadığım duvarlar, perdelerin …
Uykusunda nergislerin Bahar şarkıları var. Dalgalı, mavi ve derin. Çat kapı, gitmeye yüzü dönük. Birdenbire göğüs duvarı delik deşik. Nergisler …
Yağmur toprağa düştü, toprak canlandı, tohumlar zamanın geldiğini anladı. Suyu içtikçe şiştiler, kabuklarını yırttılar, köklerini bir hayale saldılar. Cılız, narin …
On üç. Bildiğimiz on üç. -Sakalları da düzeltelim mi yavrum? -Yok ağabey. Onlar en candan arkadaşım. -Arkadaşın ama altları …
12. On iki. Bildiğiniz on iki. Dünya yuvarlakmış. Öyle demiş akıl çağı çocukları kiliseye karşı. Eğer dünya hakikaten yuvarlaksa bir …
İçimde şuursuz bir ses Bir sonraki durağı soruyor Düşünüyorum! Sonra bir simit parçasına kanıp Seyre dalıyorum uzak şehrin martıları gibi …
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.