11. On bir. Bildiğimiz on bir.
-Aylık gelirin ne kadar ayıptır sorması?
-Söylemesi de ayıp kardeşim.
-Bin liranın altında olduğunu tahmin ediyorum.
-İyi edersin.
-Bir yerde okumuştum. Aşağı yukarı şöyle diyordu.
-Duymak istemiyorum. Sürekli zihnimi bulandırıyorsun. Geçen akşamki konuşmamızdan sonra benim birader işi bıraktı.
-Ne dediğimi gayet iyi hatırlıyorum. İşsizlere çalışma ve sözleşme, geçim derdinde olan insanlara seyahat, mülkü olmayanlara mülkiyet ve altı yaşında çalışmak zorunda olan çocuklara öğrenim hakkı veren bu samimiyetsiz ve aşağılık sistemin uydurmasıdır fırsat eşitliği gibi bir cümle kurmuştum.
-İyi bok yedin. Deli saçması şeylerinle kafasını karıştırdın. İki akşamdır yemeden içmeden kesildi. Yirmi dört yıllık karısı tarafından aldatılan bir adamın hüznünü yaşıyormuş. Her şey bu kadar apaçıkken nasıl da gözünün önünde olan biteni görmemiş.
-Cehalet mutluluktur.
-Başlama yine. Ev taksitleri duruyor daha. Yüz dört ay kaldı.
-Yüz dört ay mı?
-Evet, yüz dört ay. Geçen sene başladı.
-Demek yüz dört ay daha birilerinin her dediğine amenna diyecek, birileri için kölelik yapmaya devam edeceksin.
-3 çocuğum var. İkisi lisede biri üniversitede okuyor.
-Ne demek istediğini anladım.
-Cehalet mutluluktur.