20. Yirmi. Bildiğimiz yirmi. Artık hiçbir şey eskisi gibi büyüleyici gelmiyordu İzzettin Nikolayeviç’e. Eskiden de öyle aman aman büyüleyiciliği yoktu …

20. Yirmi. Bildiğimiz yirmi. Artık hiçbir şey eskisi gibi büyüleyici gelmiyordu İzzettin Nikolayeviç’e. Eskiden de öyle aman aman büyüleyiciliği yoktu …
Solunda, bir zamanlar atların koşturulduğu, oyunların oynandığı, yüzyıllarca, bağrışmaların, çığlıkların, acı sesleriyle sevinç seslerinin, yuhaların, alkışların çınlatıp durduğu koca alan, …
Birkaç saat televizyondaki abuk subuk programlara takıldıktan sonra baktım yağmur dinmiş, Dallas Gold’u belime sıkıştırdığım gibi sokağa çıktım. Bizimkilerden kimseyi …
Arkamda, hemen yanı başımda durduğu belliydi. Kahkaha tekrar konuşmaya dönüşmüştü. Merakla kulak kabarttım. Hafif bir Macar aksanı, seslileri şarkı söyler …
Donanımlı, sağlam yapılı ve iyi idare edilen bir gemide yol alıyorduk. Tayfalar yetkin bir akıcılıkla hareket ediyor, halatlar yeni ipliklerle …
Bekledim, bekledim, bekledim. Sabırsızlıkla bekledim, merakla bekledim, hevesle bekledim, şaşkınlıkla bekledim. Burası ne biçim bir yer böyle, küfrederek bekledim. Manzarayı …
Bir diş hekimine gitmem gerekiyordu. Dişimin ağrısı benim yaşadığımın göstergesiydi ama böyle bir yaşam da olmaz olsundu. Yaşayanlar bilir, diş …
Biten yılın son günlerinin belirsizliklere açılan ilk kapı olduğu su götürmez bir gerçekti. Kışa atfedilmiş hüznün umuda dönüştüğünü görmek baharın …
Daha fenası olamaz diye düşünüyordu. Bütün kötü sonlar hususi onun için yazılmış sadece yazılmakla da kalmamış, hepsi aynı anda oynanmış …
Yağmur toprağa düştü, toprak canlandı, tohumlar zamanın geldiğini anladı. Suyu içtikçe şiştiler, kabuklarını yırttılar, köklerini bir hayale saldılar. Cılız, narin …