21. Yirmi bir. Bildiğimiz yirmi bir. ”Toprağına ayak bastığım ilk günden beri kalbim böyle atıyor yavrucuğum.” dedi cebinden çıkardığı zarfı …

21. Yirmi bir. Bildiğimiz yirmi bir. ”Toprağına ayak bastığım ilk günden beri kalbim böyle atıyor yavrucuğum.” dedi cebinden çıkardığı zarfı …
20. Yirmi. Bildiğimiz yirmi. Artık hiçbir şey eskisi gibi büyüleyici gelmiyordu İzzettin Nikolayeviç’e. Eskiden de öyle aman aman büyüleyiciliği yoktu …
19. On dokuz. Bildiğimiz on dokuz. ”…-Bir Müslüman evladı yok mu yardım edecek?-Ben haham oğluyum. Yardımım kabul olur mu? Hahamın …
18. On sekiz. Bildiğimiz on sekiz. “Ve ben kahve içemem.” dedi İzzettin Nikolayeviç. Kadına dikili gözleri ve tüm dikkatiyle birlikte …
On yedi. Bildiğimiz on yedi. -I-Saat 4’ü 49 geçe açtı gözlerini İzzettin Nikolayeviç. Bakışlarını bordo kayışlı saatinden çekip gözlerini tekrar …
On altı. Bildiğimiz on altı. -I- ”-Artık evime dönmek istiyorum sinyorita. -Niçin gitmek istiyorsunuz bu kadar? Zat-ı aliniz neden rahatsız …
On beş. Bildiğimiz on beş. Daha sonra, hep daha sonra. Duygusuzluğu ve unutulmayan aşkın bıraktığı izleri taşıyan bir adam doğruldu …
14. On dört. Bildiğimiz on dört. -I- İkindi namazına müteakiben toplasa da tezgahını bugün toplamamıştı. Çocukların eve girme saatini geçeli …
On üç. Bildiğimiz on üç. -Sakalları da düzeltelim mi yavrum? -Yok ağabey. Onlar en candan arkadaşım. -Arkadaşın ama altları …
12. On iki. Bildiğiniz on iki. Dünya yuvarlakmış. Öyle demiş akıl çağı çocukları kiliseye karşı. Eğer dünya hakikaten yuvarlaksa bir …